Yargı Kararları
FESHİN GEÇERSİZLİĞİNİN TESPİTİ VE İŞE İADE DAVASI-YARGILAMANIN İADESİ TALEBİ YARGILAMANIN İADESİ TALEBİNİN HANGİ MAHKEMEYE YÖNELTİLECEĞİ-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2022/778 Esas 2022/1377 Karar 25.10.2022 Tarih
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2022/778 Esas 2022/1377 Karar 25.10.2022 Tarih
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
1. Taraflar arasındaki “yargılamanın iadesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi tarafından verilen yargılamanın iadesi talebinin dava şartları yokluğundan reddine ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunun usule ilişkin bozma kararından sonra Bölge Adliye Mahkemesince usulî yanlışlık düzeltilerek verilen direnme kararı davacı ve katılma yoluyla davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
4. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
5. Davacı vekili yargılamanın iadesi talepli dilekçesinde; müvekkilinin 13.06.2016-22.12.2017 tarihleri arasında davalı ... Hava Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş. nezdinde ... adresinde bulunan işyerinde yazılım mühendisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin “adına kişi güvenlik belgesi tesis edilememesi” sebebiyle geçerli ve haklı bir sebebe dayanmaksızın feshedilmesi üzerine ... İş Mahkemesinde iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine karar verilmesi istemiyle dava açtığını, İlk Derece Mahkemesince 28.11.2018 tarihli ve 2018/48 E., 2018/727 K. sayılı karar ile işverence yapılan feshin geçersiz olduğunun tespitine ve davacının davalı işyerindeki işine iadesine karar verildiğini, kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince 05.11.2019 tarihli ve 2019/999 E., 2019/2557 K. sayılı karar ile kişi güvenlik belgesi tesis edilememesi sebebiyle yapılan feshin geçerli nedene dayandığı belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılıp davanın reddine kesin olarak karar verildiğini, ancak Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin aksine müvekkili hakkında kişi güvenlik belgesi düzenlendiğini, bunun yeni delil mahiyetinde olduğunu ileri sürerek ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 05.11.2019 tarihli ve 2019/999 E., 2019/2557 K. sayılı kararının kaldırılmasına, yargılamanın iadesine ve ... İş Mahkemesinin 28.11.2018 tarihli ve 2018/48 E., 2018/727 K. sayılı kararına yönelik davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
6. Davalı ... Hava Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacının ... Güvenlik ve Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcılığına bağlı olarak müvekkili şirkette yazılım mühendisi unvanıyla çalıştığını, müvekkili şirketin tesis güvenlik belgesi ile kişi güvenlik belgesi olmadan savunma sanayi alanında faaliyet gösteremeyeceğini, davacı hakkında kişi güvenlik belgesi tesis edilememesi sebebiyle iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini, fesih tarihinden 3 yıl sonra alınan kişi güvenlik belgesinin yargılama açısından delil olarak değerlendirilmesi mümkün olmadığından yargılamanın iadesinin talep edilemeyeceğini, fesih tarihi itibariyle davacının güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlanması ve hakkında kişi güvenlik belgesi tesis edilememesi karşısında iş ilişkisini sürdürmesinin müvekkili şirketten beklenemeyeceğini, iş sözleşmesi feshinin hukuka uygun olduğunu belirterek yargılamanın iadesi talebinin reddi gerektiğini savunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
7. ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 24.06.2020 tarihli ve 2020/1337 E., 2020/1400 K. sayılı kararı ile; işe iade davasının reddine dair kararın kesinleşmesinden sonra başka bir şirket için hazırlanan 09.01.2020 tarihli kişi güvenlik belgesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 375. maddesinde sayılan belgelerden olmadığı gerekçesiyle yargılamanın iadesi talebinin esasa girmeden dava şartları yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Özel Dairenin Bozma Kararı:
8. ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
9. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 15.10.2020 tarihli ve 2020/6561 E., 2020/12072 K. sayılı kararı ile; “1-Öncelikle; 25.10.2017 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 8/1-a maddesi gereğince 4857 sayılı Kanunun 20. maddesi uyarınca açılan fesih bildirimine itiraz davalarında verilen kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamaz. Aynı Kanun'un geçici 1. maddesinin 4. fıkrasında da ilk derece mahkemeleri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce verilen kararların karar tarihindeki kanun yoluna ilişkin hükümlere tabi olduğu hususu düzenlenmiştir. Belirtilen düzenlemeler uyarınca İlk Derece Mahkemelerinden 25.10.2017 tarihinden sonra verilen işe iade davalarındaki kararlar hakkında Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesindir, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz.
Dosya içeriğine göre, yargılamanın yenilenmesi ile işe iade talepli somut dava, ilk davadan bağımsız olup, Bölge Adliye Mahkemesince kanun yolu denetimine tabi olmaksızın karar verilmiştir. Başka bir deyişle, yargılamanın yenilenmesi ile işe iade talepli somut davada İlk Derece Mahkemesince 25.10.2017 tarihinden sonra verilen bir karar olmadığından kararın temyiz incelemesinin yapılması gerekmiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yargılanmanın yenilenmesi şartlarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu
Madde 378-“(1)Yargılamanın iadesi talebini içeren dilekçe, kararı veren mahkemece incelenir.
(2) Mahkeme, dayanılan sebebin niteliğine göre yargılamanın iadesi talebinde bulunandan karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılayacak uygun bir miktar teminat göstermesini isteyebilir.” şeklindedir.
Somut olayda, davacı yargılamanın yenilenmesini Bölge Adliye Mahkemesinden talep etmiş, Bölge Adliye Mahkemesince talep değerlendirilerek karar verilmiştir. Yukarıda değinilen kanun hükmü ışığında yargılamanın iadesi talebini içeren dilekçenin, kararı veren ilk derece mahkemesince incelenip karar bağlanması gerekmekte olup bu husus gözetilmeksizin karar verilmesi hatalıdır…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
10. ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 24.03.2021 tarihli ve 2021/581 E., 2021/783 K. sayılı kararı ile; sadece maddi anlamda kesin hükümlere karşı yargılamanın iadesi yoluna gidilebileceği, istinaf başvurusu üzerine ilk derece mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak esas hakkında yeni bir karar verilmiş ise maddi anlamda kesinleşmeye elverişli olan kararın bölge adliye mahkemesinin kararı olduğu, böyle bir durumda istinaf üzerine verilen karara karşı da aynen ilk derece mahkemesi kararlarına karşı olduğu gibi şartların gerçekleşmesi hâlinde yargılamanın iadesi yoluna başvurulabileceği, istinaf aşamasına ilişkin sebeplerle yargılamanın iadesinin talep edilmesi hâlinde bu talebin ileri sürüleceği mahkemenin de ilgili bölge adliye mahkemesi olacağı, yargılamanın iadesi talebi kararı veren mahkemeye verilecek bir dilekçeyle yapılacağından yargılamanın iadesi talep edilen yargılama istinaf yargılaması ise dilekçenin verileceği görevli ve yetkili mahkemenin de ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi olacağı, bozma kararına göre ilk derece mahkemesi tarafından bölge adliye mahkemesince yapılan yargılamada yargılamanın iadesi gerektiği sonucuna varılması durumunda alt dereceli ilk derece mahkemesinin, üst dereceli bölge adliye mahkemesi kararını kaldırarak yeniden hüküm kurması gerekeceği, fakat bu durumun da dereceli yargılama sistemine aykırı olacağı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
11. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
12. Hukuk Genel Kurulunun 20.01.2022 tarihli 2021/9-738 E., 2022/37 K. sayılı kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesince tavzih ile önceki hükümden farklı hükmün kurulduğu, ancak hüküm fıkrasının tamamen değişmesi sonucunu doğuracak nitelikte tavzih yapılması mümkün olmadığı gibi kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluştuğundan Bölge Adliye Mahkemesince HMK’nın 294. ve 297. maddelerine uygun şekilde kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratmayacak şekilde hüküm fıkrası oluşturulması gerektiği gerekçesiyle kararın usulden bozulmasına karar verilmiştir.
13. ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 11.05.2022 tarihli ve 2022/1676 E., 2022/1940 K. sayılı kararı ile; Hukuk Genel Kurulu kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi giderilerek direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
14. Direnme kararı süresi içinde davacı ve katılma yoluyla davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
15. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 30.01.2018 tarihinde feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iade istemiyle açılan davada Bölge Adliye Mahkemesince 05.11.2019 tarihinde ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine kesin olarak karar verilmesinden sonra davacı vekilinin 20.03.2020 tarihli dilekçesi ile yargılamanın iadesini talep ettiği dikkate alındığında; yargılamanın iadesi isteminin İlk Derece Mahkemesince mi yoksa Bölge Adliye Mahkemesince mi değerlendirilmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
16. Uyuşmazlığın çözümü açısından öncelikle konuyla ilgili kavram ve yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar bulunmaktadır.
17. Kanun yolu, davanın taraflarına tanınan bir hukukî yoldur ki, bununla yanlış olan kararların (daha doğrusu yanlış olduğu iddia edilen kararların) tekrar incelenmesi ve değiştirilmesi sağlanır.
18. Hukuk güvenliği açısından oldukça önem taşıyan kanun yolu, mahkemenin verdiği kararın yeniden incelenerek değerlendirilmesini sağlamak üzere bir yargı makamı önüne taşınması olarak nitelendirilebilir. Doktrinde, kanun yolunun hukukî güvenliğe, içtihat birliğine ve hukukun yeknesak uygulamasının sağlanmasına, yargılama kalitesinin arttırılmasına ve somut olay adaletinin gerçekleştirilmesine hizmet ettiği ifade edilir (Pekcanıtez, Hakan: Medeni Usul Hukuku, Cilt 3, On iki Levha Yayıncılık, 2017, s. 2151).
19. Hüküm mahkemelerinin karar verirken yanlış yapmaları ihtimali bulunduğundan, verilen kararların daha yüksek bir mahkeme tarafından kontrol edilmesi için her hukuk sisteminde kanun yolları kabul edilmiştir (Kuru, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, Cilt III, s. 4483).
20. Ancak, sınırsız kanun yoluna başvuru hakkından bahsetmek mümkün değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın bir noktada sonlandırılması ve kararın kesinleşmesi gerekir.
21. 25.10.2017 tarihli ve 30221 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu yürürlükten kaldırılmış olup, hâlen yürürlükte bulunan İş Mahkemeleri Kanunu’nun 7. maddesinin 3. fıkrasında; “ 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun kanun yollarına ilişkin hükümleri, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
22. Bu aşamada temyiz kanun yolundan bahsetmekte yarar bulunmaktadır.
23. Temyiz kanun yolunda, hüküm mahkemesinin kararı sadece hukuka uygunluk bakımından inceleme konusu yapılır. Bu nedenle temyiz sadece hukukun yanlış uygulanmış olduğu sebebine dayanabilir. Temyiz talebinde yeni vakıalar ileri sürülürse, bunların Yargıtayca incelenmesi caiz olmadığından Yargıtay sadece hukukun yanlış uygulanmış olup olmadığını incelemekle yetinir (Kuru, s. 4502).
24. Başka bir deyişle, temyiz kanun yolunda mahkemenin kararı temyiz mercii olan Yargıtay tarafından hukuka uygunluk bakımından denetlenir; dava yolu ile önüne gelen uyuşmazlık hakkında mahkemenin verdiği kararın hukuka ve kanuna uygunluğu denetim konusu yapılır. Kural olarak temyiz incelemesinde daha önce ileri sürülmeyen yeni vakıaların ve delillerin ileri sürülmesi mümkün değildir.
25. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönem ve bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonraki dönem bakımından temyiz kanun yoluna ilişkin uygulanması gereken madde hükümleri HMK’nın 361 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir.
26. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesine göre, “(1) Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir”.
27. Görüldüğü üzere temyiz kural olarak bölge adliye mahkemelerinin kararlarına karşı başvurulabilen bir kanun yoludur. Ancak kanunlardaki özel hükümler gereği kesin olduğu belirtilen kararlar ile miktar veya değeri Kanun’da öngörülen sınırın altında kalan kararların temyizi kabil değildir.
28. Şu hâlde, temyiz edilebilen kararlar öncelikle bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlardır.
29. Bu arada hemen belirtmek gerekir ki, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendine göre, “4857 sayılı Kanunun 20 nci maddesi uyarınca açılan fesih bildirimine itiraz davalarında verilen kararlar.” hakkında temyiz yoluna başvurulamaz.
30. 4857 sayılı İş Kanunu’nun “Fesih bildirimine itiraz ve usulü” başlıklı 20. maddesinin 3. fıkrasına göre de, “…Mahkemece verilen karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde, bölge adliye mahkemesi ivedilikle ve kesin olarak karar verir”.
31. Yukarıda yer verilen düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8. maddesinde temyiz yolu kapalı olan bölge adliye mahkemesi kararlarının neler olduğu düzenlenmiş olup, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesi uyarınca açılan fesih bildirimine itiraz davalarında diğer bir ifadeyle feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iade davalarında verilen kararlar için temyizen Yargıtaya başvurulamayacağı öngörülmüştür.
32. Bu kural temyiz yolu kapalı olan davalara ilişkin yargılamanın iadesi talebi üzerine verilen kararlar yönünden de Kanunda aksine ve başka türlü bir düzenleme bulunmadığından aynen geçerlidir.
33. Somut olayda dava, feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iade istemiyle açılan davada İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin İlk Derece Mahkemesi kararını kaldırarak davanın reddi yönünde kesin olarak verdiği karardan sonra yeni delil elde edildiği iddiasına dayalı yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.
34. Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 375. maddesinde sayılan belgelerden olmadığı gerekçesiyle yargılamanın iadesi talebinin esasa girmeden dava şartları yokluğundan reddine karar verilmiş olup, yukarıda belirtildiği üzere bu kararın da kesin olduğu ve temyizinin mümkün olmadığı yönünde bir duraksama bulunmamaktadır.
35. Ancak Özel Dairece kesin nitelikte olan kararın temyizinin mümkün olduğu kabul edilerek inceleme yapılmış ve bu karar bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince de direnilmiştir.
36. Kesin nitelikteki karara karşı verilen direnme kararının da kesin olduğunu kabul etmek, bozma sonucu ortaya çıkan hukuka aykırılığın sürdürülmesine yol açacağından, bu nitelikteki bir karara karşı direnilmesi hâlinde direnme kararına yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmeyip, direnme kararı incelenmelidir. Aksi kabul, bozma kararı ile doğan hukuka aykırılığın giderilmesi yönünden çözümsüzlüğe yol açacaktır.
37. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; yargılamanın iadesi talebini içeren dilekçenin İlk Derece Mahkemesince incelenip karara bağlanması gerektiği yönündeki Özel Dairenin bozma kararının isabetli olduğu görüşü ile yargılamanın iadesi talebi kararı veren mahkemeye verilecek bir dilekçeyle yapılacağından yargılamanın iadesi talebini içeren dilekçenin Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüşler Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
38. Hâl böyle olunca direnme kararı yukarıda belirtilen bu değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı onanmalıdır.
39. Yukarıda anlatılanlar dikkate alındığında ve hüküm bütünüyle onandığından davalı vekilinin temyiz gerekçeleri bakımından ayrıca bir değerlendirme yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
IV. SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan bu değişik gerekçe ile ONANMASINA,
Harçlar peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/2. maddesi uyarınca kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.10.2022 tarihinde oy çokluğu ile kesin olarak karar verildi.