Yargı Kararları
KISA KARAR İLE GEREKÇELİ KARAR ARASINDA ÇELİŞKİ-BOZMA DIŞINDA HUSUSLARIN KESİNLEŞMESİ-USULİ MÜKTESEP HAK TEŞKİL ETMESİ-Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/3450 Esas 2020/999 Karar 06.02.2020 Tarih
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/3450 Esas 2020/999 Karar 06.02.2020 Tarih
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülen davada...14. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 05/04/2018 tarih ve 2017/429-2018/456 sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar ... Holding A.Ş ... Denizcilik A.Ş, ...A.Ş ve...Turizm A.Ş vekili tarafından istenmiş, duruşma için belirlenen 04.02.2020 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılmış olup, hazır bulunan asıl ve birleşen davada davacılar vekili Av. ... ile Av. Aylin Kuyumcu, asıl davada ve birleşen davada davalı... 30.Noteri ... vekili Av. ..., birleşen davada davalılar ... ve diğerleri vekili Av. ..., (Birleşen İst. 12.Asliye Ticaret Mahkemesi 2006/641- İST.7 Asliye Ticaret Mahkamesi 2005/638 Esas sayılı dosyalar) birleşen davada davalı ... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinden .... İle ..., ... ve ... arasında bu davalıların hakim hissedarı oldukları ... Denizcilik Ticaret A.Ş.'deki paylarının satışı amacıyla 01.12.2000 tarihli "pay devri sözleşmesi imzalandığını, bu satış nedeniyle ..., ... ve ...'e davacı ...A.Ş.'nin 315.000.000USD bedel ödediğini, pay devir sözleşmesinin 8. maddesinde sözleşmeye ekli 30.11.2000 tarihli mizanın dışında devredilen ... Denizcilik Ticaret A.Ş.'nin borcu ve yükümlülüğü olmadığı, ancak ileride bu sözleşme tarihinden öncesi ile ilgili olarak, resmi veya özel bir borç veya yükümlülük çıkması halinde bunun derhal ödeneceğinin taahhüt edildiğini, hisse satış tarihinden dört gün önce satıcılardan yönetim kurulu üyesi olan ... tarafından, ...30. Noterliği'nde 27.11.2000 tarih, 17667 yevmiye no'lu tahliye taahhüdünün imzalandığının bilahare anlaşıldığını, bu hususun müvekkillerinden gizlendiğini, halbuki kira süresi sonu 16.05.2007 olduğu için ... A.Ş. hisselerine fahiş bedel ödendiğini, tahliye taahhüdünün konusunun hisseleri devralan şirketin yegâne mal varlığı olan İstanbul'un Laleli semtindeki...ANTİQE OTEL olup, bu yerin kiracısı konumunda iken dava dışı kiralayan Türk Hava Kurumu lehine, 16.05.1985 yılından itibaren 2 yıl onarım suresi sonrası 20 yıllık kira süresi dolmadan 16.05.2003 tarihinde kendi isteği ile ve herhangi bir şart ileri sürmeden boşaltıp mal sahibi veya göstereceği kanuni vekillerine teslim ve tahliyeyi kabul ve taahhütte bulunduğunu, bu taahhüdün düzenlendiği 27.11.2000 tarihinde tahliye davasının açıldığı 29.05.2003 tarihine kadar Noterde gizli tutulduğunu, akabinde kiralayan Türk Hava Kurumu tarafından Ankara 7.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2003/549 E sayılı dosyasında, tahliye davası açılması üzerine muttali olduklarını, bu suretle aldatıldıklarının ortaya çıktığını, açılan tahliye davasının kabul edilerek kesinleştiğini, sonunda bu yerden çıkarıldıklarını, anılan otelin ... Denizcilik Ticaret A.Ş. tarafından 16.05.1985 tarihinde kiralandığında yıkık, dökük ve viran halde iken kira sözleşmesine göre onarımı ve yap-işlet devret esasına göre yatırımı yapacak olan müvekkili ...Otelcilik Yatırım Turizm ve Ticaret A.Ş'nin kurulduğunu, tüm masrafların ... Holding A.Ş. tarafından yapılarak viran haldeki yapının inşa edilerek, beş yıldızlı otel haline getirilip işletilmeye başlandığını, hatta hisse devrinden sonra kiralananın fiili kiracısı ve işleteni olan ... A.Ş'nin kiralayana başvurarak kira süresinin 2000 yılından itibaren 2020 yılına kadar uzatılmasını sağladıklarını, davalının hukuka aykırı işlemleri nedeniyle 27.000.000 USD onarım bedeli ödedikleri otelden, bilgileri dışında ve kira süresi dolmadan çıkarılması sonucu maddi ve manevi zararlara uğradıklarını ileri sürerek, 50.000.000.000 TL manevi tazminatın, şimdilik 2020 yılına kadar uzatılmış kira süresinden önce 17.02.2004 tarihinde erken tahliye yüzünden uğranılan zarardan 10.000.000.000 TL'nin, onarım giderleri nedeniyle şimdilik 10.000.000.000 TL'nin, yoksun kaldıkları müşteri gelirlerinden şimdilik 10.000.000.000 TL'nin faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, ...30. Noteri sıfatıyla düzenlenen tahliye taahhüdünün usûl ve yasaya uygun olduğunu, noterlik işlemi sırasında tahliye taahhüdünde bulunmak isteyen şirket temsilcisinin sunduğu imza sirkülerinin...10. Noterliği'nce 12.06.2000 tarih ve 13937 yevmiye sayısı ile ve şirketin yönetim kurulu kararına uygun şekilde düzenlendiğinin görüldüğünü, bu temsil belgesine göre taahhütte bulunan yönetim kurulu üyesi ...'ın buna yetkisinin olduğunun anlaşıldığını, 1512 sayılı Noterlik Kanunu'na ve diğer mevzuata uygun şekilde işlemin gerçekleştirildiğini, kendilerinin hiçbir kusur ve ihmali bulunmadığı için sorumluluklarının da söz konusu olamayacağını, davacıların eğer bir sorumlulukları var ise bunun muhatabının kendileri olamayacağını, asıl çekişmenin şirket ortakları arasında olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İhbar olunan...Sigorta A.Ş. vekili, davalı Noter'in işleminin yasaya uygun olduğunu, davacıların uğradıklarını iddia ettikleri zararlar sebebiyle herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, zira ...'ın 27.11.2000 tarihinde ... Denizcilik Ticaret A.Ş.'ni münferiden en geniş manada temsil ve ilzama yetkili olduğunu, taahhüdün geçerli olduğunu savunarak, davalı Noter aleyhine açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen...12 Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2006/641 Esas sayılı dosyasında davacı vekili, İstanbul Laleli’de bulunan davalı THK’na ait taşınmazı 1985 yılında kira sözleşmesi ile 22 yıllığına kiraladıklarını, müvekkili şirketin eski ortağı tarafından verilen tahliye taahhüdü nedeniyle haksız olarak mahkeme kararı ile tahliye edildiklerini, tahliye taahhüdünün iptal edildiğini, tahliye kararına karşı yargılamanın iadesi davası açtıklarını, tahliye nedeniyle uğradıkları zararın giderilmesi gerektiğini ileri sürerek, tahliye edilen yerin aynen iadesine, aksi halde şimdilik 100 milyar TL maddi, 20 milyar TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın usul ve esas yönünden reddini istemiştir.
Birleşen...7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2005/316 Esas sayılı davada davacılar temsilcileri, asıl davada olaylardan hareketle tahliye taahüdününün kiralayanın eline geçmesinde ve sonuçta tahliyede davalıların kusurlu olduklarını ve zarara neden olduklarını ileri sürerek, şimdilik 100.000 TL maddi ve ayrıca 200.000 TL manevi olmak üzere toplam 300,000 TL tazminatın haksız fiil tarihi olan 27/11/2000 tarihinden itibaren reesekont faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı ...'na izafeten...Muhakemat Müdürlüğü vekili, davanın husumet, görev ve esas yönünden reddini savunmuştur.
Davalı Noter vekili, davanın zamanaşımı, derdestlik, husumet ve esas yönünden reddini savunmuştur.
Birleşen...7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2006/638 Esas sayılı davada davacılar vekili, asıl davadaki ve birleşen davadaki gerekçelerle davalıların eylem ve işlemleri ile müvekkillerinin maddi ve manevi zararlarının doğduğunu ileri sürerek, tahsilde tekerrür olmamak üzere şimdilik B.K.'nun 105. maddesi kapsamında munzam zarar ve kur farkından kaynaklanan hakları saklı kalmak üzere toplam 21.302,540 TL maddi zarar alacaklarının haksız eylem tarihi olan 28.05.2003 tarihinden itibaren reeskont faizi ile 900.00 TL manevi tazminatın 28.05.2003 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan M.Akif Gülersoy vekili, davanın zamanaşımı ve esas yönünden reddini istemiştir.
Davalılardan ... ile ... vekili, davanın husumet, zamanaşımı, derdestlik ve esas yönünden reddini savunmuştur.
Diğer davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, somut uyuşmazlıkta davanın temelini oluşturan 16.05.1985 tarihli kira sözleşmesinin kiralayanın (malik) davalılardan THK, kiracısının ise davacılardan ... Denizcilik Tic. A.Ş. olduğu, kira süresinin 20 yıl olarak kararlaştırıldığı, inşaatta geçecek sürenin 2 yıl olarak belirlendiği, kira sözleşmesinin müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla davalılardan ... ve ... tarafından imzalandığı, kira sözleşmesinin tarafı olan ... Denizcilik Tic. A.Ş.tarafından açılan (İstanbul 9.Asliye Ticaret 2010/221-348 sayılı Karar) tahliye taahüdünün iptaline ilişkin davanın reddedilip kesinleştiği, davalılardan ... tarafından düzenlenen 27.11.2000 tarihli tahliye taahütnamesine dayalı olarak kira sözleşmesine konu taşınmazın Ankara 7. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2003/549 Esas, 2004/150 Karar sayılı ilamı ile tahliye edildiği ve kiralananın fiili işleteni olduğu anlaşılan ...Otelcilik Yatırım Turizm ve Tic. A.Ş.'nin 06.09.2004 tarihinde fiilen tahliye edildiği, ...Otelcilik Yatırım Turizm ve Tic. A.Ş.'nin, ... Denizcilik A.Ş. ve THK'na karşı kiracılık sıfatının tespitine ilişkin açmış olduğu (Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/49 Esas, 2005/333 Karar) davanın reddedilip kesinleştiği, ... Denizcilik Tic. A.Ş.'nin eski ortağı olan ...'ın tahliye taahütnamesinin dayanağını oluşturan 07.06.2000 tarihli olağanüstü genel kurulun batıl olduğunun tespitine karar verildiği ve bu kararında kesinleştiği, ... Denizcilik Tic. A.Ş.'nin hissedarları olan davalılar ..., ...ve ...'in paylarını 01.12.2000 tarihli pay devir sözleşmesi ile ... Otelcilik A.Ş.'ne devrettikleri, ... tarafından pay devir sözleşmesinden dört gün önce ... Denizcilik Tic. A.Ş. adına tek taraflı kiralayan lehine tahliye taahütnamesi düzenlediği, davalı ...’ın eyleminin yalnızca tahliye taahhüdü sureti vermekten ibaret olup, bu davalıya karşı noter çalışanı sıfatıyla (noter başkatibi) ve haksız fiil hükümlerine dayalı olarak husumet yöneltildiği, bu davalı hakkında hukuk hakimini bağlayacak bir mahkumiyet kararı mevcut olmadığı gibi dosya içerisindeki belgelerden de esasen kiralayan THK'nın bu davalının suret vermeden önce lehine düzenlenen ve tahliye davasına dayanak yapılan tahliye taahüdünden haberdar olduğu, bu bağlamda, açılacak bir davada davaya dayanak yapılan tahliye taahüdünün mahkemece istendiğinde gönderilmesinin zorunlu olması nazara alındığında davacıların iddia ettiği zarar ile bu davalının eylemi arasında uygun illiyet bağı bulunmadığı gibi esasen kiralayan THK açıkça lehine düzenlenen tahliye taahüdünün ilgilisi olup, suret verilmesinde hukuka aykırılık da bulunmadığı, davalı ...' nin eylemi yalnızca tahliye taahhüdü düzenlemek olup, davalının hakkında açılan bir ceza yargılaması bulunmadığı gibi, iddia olunan zarar ile eylem arasında bir bağlantı bulunmadığı, Türk Hava Kurumu Başkanlığı, Yusuf Güngör,..., ..., ..., ..., Selahattin İbaz, ..., Akif Gülersoy yönünden açılan davada zarar ile eylem arasında bir bağlantı bulunmadığı, birleşen ve asıl dosyadan tefrik olan...12 ATM nin 2006/641 esas sayılı dosyasında, zarar ile eylem arasında bir bağlantı bulunmadığı gerekçesiyle, asıl dosyası olan 2015/782 dosyasında davalı ... yönünden açılan davanın reddine, birleşen...12.ATM nin 2006/641 Esas sayılı dosyasında davalılar Türk Hava Kurumu Başkanlığı, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... yönünden açılan davanın reddine, birleşen...7 ATM nin 2005/316 Esas sayılı dosyasında davalılar ..., Adalet Bakanlığına karşı açılan davanın reddine, birleşen...7 ATM nin 2006/638 Esas sayılı dosyasında davalılar ..., ..., Demir Sigorta AŞ, Türk Hava Kurumu Başkanlığı, Yusuf Güngör,..., ..., ..., ..., ..., ... ve Akif Gülersoy hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar ... Holding A.Ş., ... Denizcilik A.Ş., ...A.Ş. ve...Turizm A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
1-Her ne kadar mahkemece verilen karar davacı .... vekili tarafından da temyiz edilmiş ise de, işbu davacı hakkında Dairemiz bozma ilamı öncesi verilen aktif husumet nedeniyle red kararı kesinleşmiş olmakla anılan davacının kararı temyiz etme hakkı bulunmadığı gibi, işbu davacının karar başlığında gösterilmesinin de maddi hataya dayalı olduğu ve ayrıca davacı ....’nin de, ... Holding A.Ş. bünyesinde birleşerek tüzel kişiliği sona erdiğinden anılan davacı şirketin karar başlığında gösterilmesi de maddi hataya dayalı olup, mahallinde her zaman düzeltilebilecek bir husus olmakla, davacılar vekilinin, davacı .... yönünden temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Diğer davacı şirketler vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Asıl dava, hisse devir sözleşmesine bağlı olarak kârdan yoksunluk, teminat senedi kapsamındaki zarar, yatırım harcamalarının iadesi, manevi tazminat, birleşen davalar ise, davalıların eylem ve işlemleri nedeniyle maddi ve manevi zararın tazmini istemleri ile açılmış, mahkemece bozma öncesi yapılan yargılama sonucunda asıl davada, sadece davalılar ..., ... ve ... yönünden maddi tazminat isteminin kabulü ile 30.000,00 TL’nin işbu davalılardan tahsiline, ...yönünden talep edilen 10.000,00 TL maddi tazminat isteminin reddine, davalı Noter ... yönünden, noterin sorumluluğunu gerektirecek yasal koşullar oluşmadığından maddi ve manevi tazminat isteminin husumet nedeniyle reddine, tüm davalılar yönünden koşulları oluşmayan manevi tazminat isteminin reddine, birleşen...12. ATM’nin 2006/641 Esas, birleşen...7 ATM’nin 2005/316 Esas sayılı dosyalarında, davacıların tüm davalılar için açtığı maddi ve manevi tazminat davasının husumet nedeniyle reddine, birleşen...7 ATM’nin 2006/638 Esas sayılı dosyasında, davacı...Turizm Yatırım İşletme ve Tic. A.Ş. yönünden, aktif dava ehliyetinin bulunmaması nedeniyle davanın reddine, diğer davacılar tarafından açılan maddi tazminat talebine ilişkin davanın sadece sorumluluğu tespit edilen davalılar ..., ..., ..., ... yönünden kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden maddi tazminata ilişkin işbu davada davalılara husumet yöneltilemeyeceğinden reddine ve koşulları oluşmayan manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, kararın temyizi üzerine Dairemizce mümeyyiz vekillerinin bir kısım temyiz itirazları reddedilmiş ve bir kısım temyiz itirazları kabul edilerek ilamda belirtilen yönlerden hükmün bozulmasına karar verilmiş ve davacılar vekilinin karar düzeltme istemleri de reddedilmiştir.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyulduktan sonra, asıl ve birleşen davalarda bir kısım davalılar yönünden tefrik kararı verilerek işbu temyize konu dosyada hüküm tesisi cihetine gidilmiş ise de, davacılar tarafından asıl ve birleşen davalarda davalıların birlikte hareket ederek eylemleri neticesinde birlikte zarara sebebiyet verdikleri iddia edildiğine ve bu itibarla aralarında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu ileri sürüldüğüne göre, asıl ve birleşen davalarda, her bir davalı asıl yönünden davaların birlikte görülmesinde geçerli bir hukuki sebebin bulunduğu nazara alınmaksızın ve herhangi bir gerekçe de belirtilmeksizin tefrik kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmişir.
3- Kabule göre de, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK’un 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 294 vd. maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli
karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK'nın 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır.
Ayrıca, bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan yargılama sırasında, mahkemece daha önce verilen ve bozma kapsamı dışında kalan hususların kesinleştiği ve lehine olan taraf bakımından usuli müktesep hak teşkil ettiği nazara alınarak hüküm tesisi gerekmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, mahkemece, gerekçede birleşen...7. ATM’nin 2005/316 Esas sayılı dosyasında, davalı Noter ... ve ... aleyhine açıan maddi ve manevi tazminat davasında zarar ve eylem arasında illiyet bağı bulunmadığı anlaşılmakla davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği belirtilmesine rağmen, hüküm fıkrasında davanın reddine şeklinde hüküm kurulduğu oysa, davalı ... yönünden asıl davada ve birleşen...7. ATM’nin 2006/638 Esas sayılı dosyasında zarar ile eylem arasında bir bağlantı bulunmadığından davanın reddine karar verildiğinin belirtildiği, aynı şekilde birleşen...12 ATM’nin 2006/641 Esas sayılı dosyasında gerekçede, davalılar Türk Hava Kurumu Başkanlığı,..., ..., ..., ..., ..., ..., ... yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği belirtilmesine rağmen hüküm fıkrasında davanın reddine, işbu davalılardan Türk Hava Kurumu Başkanlığı,..., ..., ..., ..., ..., ...’ın da davalı olduğu...7. ATM’nin 2006/638 Esas sayılı dosyasında açılan davada zarar ile eylem arasında bir bağlantı bulunmadığından davanın reddine şeklinde hüküm kurulduğu anlaşılmakla gerekçe ile hüküm arasında, gerekçenin de kendisi içerisinde çelişki yaratır şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, bozma kapsamı dışında kalan ve usuli kazanılmış hak teşkil eden hususlara riayet edilmeksizin karar verilmesi de doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
4-Bozma sebep ve şekline göre, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı .... vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın re'sen BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak asıl ve birleşen davada gelen davacılara verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 06/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.